8 Ocak 2012 Pazar
Fetih 1453-Benjamin Wallfisch
Şubatta gösterime girecek Fetih 1453’ün müziğini besteleyen Benjamin Wallfisch: “İlke olarak savaşa karşıyım. Ama bu filmde tarihi gerçeklerden çok kahramanların duygularını yansıtmaya çalıştım.”
Batılıların kendi tarihlerini anlatan görkemli filmlerini izledikçe Osmanlı tarihinin neden sinemaya aktarılmadığına hayıflananlar bir süredir Fetih 1453’le ilgili gelişmeleri takip ediyor. Faruk Aksoy’un yönettiği film şubatta vizyona girecek. Fragmanı kimileri tarafından çok beğenildi, kimilerinde ise hayal kırıklığı yarattı. Filmin müzikleri, bu alanın en başarılı isimlerinden biri olan İngiliz Benjamin Wallfisch’e ait. Ünlü müzisyen filmin yapımcılarıyla ses tasarımcısı bir arkadaşı aracılığıyla tanıştığını anlatıyor. Onların daveti üzerine İstanbul’a gelmiş. “İki-üç gün boyunca müzik konuştuk, ardından Faruk (Aksoy) işi teklif etti bana. Filmin ne kadar büyük ölçekli olduğu düşünülürse bu tür bir projenin bir müzisyen için ne kadar cazip olduğu anlaşılır. Yapabileceğiniz birçok şey var. O yüzden çok mutlu oldum” diyor. Fetih 1453’te geleneksel Türk müziğine göndermelerin ve ney, duduk gibi enstrümanların kullanıldığını söyleyen Wallfisch: “Ama aynı zamanda çok Batılı tarzda bir film müziği bu. Farklı kültürlerin unsurlarını karıştırmayı severim zaten. Bu projeden önce fazla Türk müziği dinlemiyordum ama bu işe giriştikten sonra çok dinledim. Aynı zamanda hikayenin akışı içinde temalar bulmak çok önemli.” Fatih Sultan Mehmet’le ilgili “Filmde büyük bir kahraman olarak çiziliyor ama nereden baktığınıza bağlı. Benim işim büyük bir zafere yani Konstantinopol’ün fethedilişine giden süreçte neler yaşadığını aktarmak. Filmde Mehmet’in zayıflıkları, şüphe duyduğu anlar da var” diyen Wallfisch İlk kez böyle bir filme müzik yazmış: “Pasifistim, savaştan nefret ederim, ilke olarak savaşa karşıyım. Ama bu işe seyircinin yaşadığı deneyim ve olay örgüsü açısından bakıyorum, tarihi çok dert etmiyorum. Tabii savaşın ihtişamını yansıtmak da önemli. Bu işi yaptığınızda binlerce farklı insani deneyimini yansıtan karelere müzik yapıyorsunuz. Bunu da elinizden gelen en iyi tarzda yapmalısınız. Filmde savaş sahnelerinin dışında birçok şey var, babasıyla ilişkisi mesela.”
İlk filmi Lars von Trier ile
Klasik müzik eğitimi almış olan Wallfisch aynı zamanda orkestra yöneticisi olarak çalışıyor. Şostakoviç, Bach, Beethoven, Prokofiev gibi kompozitörleri beğeniyor. Film müziği konusundaki ilk çalışmasını Lars Von Trier’in Sevgili Wendy filmiyle yapmış. “Henüz 24 yaşındaydım ve çok şanslıydım. Büyük bir fırsattı benim için” diye anlatıyor bu deneyimini: “Birçok iyi yönetmenle çalıştım, bu açıdan çok şanslıyım. Film müziği bestelerken yaptığınız müzikten daha büyük bir şeye hizmet etmeye çabaladığınızın bilincinde olmanız gerekir. O yüzden en doğrusu müziği filmin karakterlerinden biri haline getirmektir.” Kefaret, Ye, Dua Et, Sev, V for Vendetta gibi filmlerin müziklerinde imzası olan Benjamin Wallfisch Spielberg’le de çalışmak istiyor. Edebiyatla da ilgili olan ünlü müzisyen Jane Austen ve Charles Dickens’ın romanlarını da çok beğeniyor. Wallfisch Oscar’a birkaç kez aday olduğunu ancak bu ödülü hiç almadığını da vurguluyor.
Alıntıdır.Kaynak : http://www.stargazete.com/cumartesi/ben-savasa-ilke-olarak-karsiyim-haber-413094.htm
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder